Evcil hayvanların herbirisinin ayrı
bir özelliği vardır. Çağlar boyunca, insanların dikkatini üzerine toplamış kedilerden bugün,
ipeksi beyaz kürkü, değişik gözleri, mükemmel avcılığı ve suda oynamayı sevmesiyle en fazla
ilgi görenlerden biride Van Kedisi’dir.
Van Kedileri son yillarda gerek Turkiye ve gerekse dunyada buyuk ilgi
gormeye basladilar.
Ancak sevimli, cana yakın olan Van kedisine
bugüne kadar yeterli ilgi gösterilmediğinden nesli tükenmekle karşı karşıyadır. Eskiden Van
yöresinde sıkça rastlanan ve hemen her evde bulunan Van kedisinin sayısı giderek azalmakta ve hızla melezleşmektedir. Van
yöresinde, Van halkı tarafından kediye “Pişik” denir. Van kedisi, yöre halkı tarafından
yalnız bir süs kedisi veya fare ve böcekleri avlaması yanında, bir dost ve ailenin bir bireyi olarak
kabul edilir.
Van kedisinin eskiden yaz aylarını
dağlarda, kış aylarını ise evde geçirdikleri söylenir. Bugün ise yaz aylarını Erek Dağı’nın
sırtlarında avcılıkla geçiren ve kış aylarında evine dönen Van kedisine çok az rastlanır.
Yöre halkı tarafından yere sürünecek kadar uzun-beyaz ipeksi
kürklü uzun vücut yapılı kaplan yürüyüşlü, tilki kuyruğuna benzeyen uzun ve kabarık kuyruklu, değişik
göz renkli (Diskromatopsi), zeki, çevik bir kedi olarak tarif edilen Van kedisinin temizliği, cana yakınlığı,
oyunu çok sevmesi sahibine bağlı oluşu, onu nadide hale getiren başlıca özellikleridir. Ancak 1950’li
yıllardan sonra Avrupalılar tarafından dünyaya tanıtılmaya çalışılmış ve
bu eşsiz güzellikteki özellikleri tam olarak tanıtılmamıştır.
Van kedisini çekici kılan özelliklerden biride, onun gözlerinin
rengidir. Göz renklerine göre Van kedileri üç gruba ayrılabilir. a-Her iki gözü mavi, b-Her iki gözü kehribar (Sarı
renk ve tonları) c-Tek-göz (Diskromatopsi bir gözü mavi diğer gözü kehribar renkte olanlar) diye gruplandırılır.
Van kedisindeki mavi göz rengi, daima turkuaz mavisi özelliği göstermesine
rağmen, kehribar gözdeki renk tonu oldukça farklılık gösterir. Bu tonları, kehribar, açık kehribar,
sarı ve çağla yeşilidir. Çok ender olarak da kehribar göz rengi yerine kahverengi olabilmektedir. Mavi gözlü
kedilerde, mavi gözlü kısa, kadife kürklü ve mavi gözlü-uzun ipek kürklü kediler diye ayrılır. Van kedilerinde,
yeni doğan yavruların gözleri grimsi renktedir. Yavru kedinin doğumundan 25 gün sonra göz renkleri farklılaşmaya
başlar ve 40 gün sonra da göz renkleri netleşir. Genelde Van kedisi yavrularının iki kulağı
arasında bir veya iki adet siyah nokta vardır. İki siyah nokta taşıyan yavruların çoğu
tek-göz olur. Ve bu siyah noktalar adeta Tek-göz kedilerin mührü olarak tanımlanır. Ancak baştaki bu siyah
noktalar doğumdan sonra bir iki ay içinde kaybolur. Ve bazen sayıları 8-30 arasında değişen
miktarda siyah kıllar olarak kalır. Van kedisi gibi değişik göz rengine sahip köpeklerin evcil güvercinlerin
ve insanlarında bulunduğu ve bu özelliğin genetik bir defekt sendrom olduğu bilinmektedir.
Van kedilerinin erkeklerinin vücut ağılığı
yaklaşık 3600 gram dişilerinin ise 2900 gram kadardır.
Van kedisi her yıl Şubat-Mart-Haziran aylarından birinde
kızgınlık (Östrus) periyoduna girer. Bu periyod 10 gün kadar sürer. Kızgınlık döneminde gebe
kalırsa genellikle o yıl içinde bir daha kızgınlık göstermez. Gebelik süresi 62 gün kadardır.
Gebeliğin birinci ayından sonra karnı şişmeye başlar ve bu dönemden itibaren karnını
kimseye dokundurtmaz. Van kediside diğer kedilerde olduğu gibi gözlerden uzakta doğurmayı sevdiğinden,
birinci ayın sonundan itibaren ıssız ve karanlık yerler aramaya başlar. Doğumdan hemen sonra
göbek bağı (Plasenta) anne kedi tarafından ısırılarak koparılır. Anne kedi, yavrularını
50-60 gün süreyle emzirir. Fakat bu süre kısalabileceği gibi uzayabilirde.Van kedisi bir batında dört adet
yavru doğurur. Yavruların gözleri doğumdan sonra 10.günde açılır. Anne kedi yeni doğan yavrularını
yalayarak temizler ve hemen emzirmeye başlar. Doğum yaptığı yeri emniyetli bulmaz ise en kısa
zamanda daha emniyetli ber yer bulup , yavrularını buraya taşır. Anne yavrularını çok az yalnız
bırakır ve sadece ihtiyaçlarını karşılamak için yavrularından uzaklaşır. Henüz
gözleri açılmayan yavrular annelerinin kokusundan başka bir kokuya tepki göstererek korunmaya çalışırlar.Yavrularının
hareketlerini, başlangıçta yürümekle sürünmek arasında bir durum gösterir.Yavru kardeşler arasında
çoğu kez süt kavgası olur. Kardeşler arasında oyun oynama yaygındır. Oyun, yavruların gelişiminde
önemli bir etkendir. Oyun anne tarafından kontrol altında tutulur ve anne, yavrularına yaşamaları
için nasıl davranmaları gerektiğini öğretir.
Eğer yavru tek kalırsa
annesi ile annesi de yoksa başka tür hayvanlarla bile oynamak ister. Kediler yerleşme alanlarına kuvvetli
bir hakim olma duygusuna sahiptir. Yabancı bir kedinin kendi yaşadığı alana gelmesini istemezler.
Yaşadıkları ev ve buna bağlı olarak yaşama alanları değiştirildiğinde, yeni
yerini beğenmezse eski evine dönme çabası gösterirler. Van kedileri yeni yaşama alanlarına 20-30 gün içinde
adapte olabilirler. Bu süre içinde çevreyi incelemekle beraber sahiplerine karşı ilgisizdirler. Kediler temizlik
duygusuna diğer hayvanlara göre daha fazla sahiptirler. Gerek yaşama alanlarını temiz tutmada gerekse
kendilerini temizlemede büyük bir titizlik gösterirler. Tuvaletten sonra, tuvalet artıklarını gömme içgüdüsüne
sahiptirler. Tuvalet ve yemekten sonra ellerinin yardımıyla ağız ve yüzlerini temizlerler. Van kedisinin
avcılık özellikleri üstündür. Ev içinde ve dışında fare, kertenkele, kuş, sinek ve küçük böcekleri
avlayıp yerler. Ev dışında iç içe yaşadıkları kümes hayvanlarına saldırmazlar.Van
kedisi insanlarla birlikte aile ortamı içinde yaşamayı sever. Eğer insanlarla ilişkisi yok ise ya
da çok az ise vahşileşmeye başlar.
Van kedisi sevilmekten
çok hoşlanır ve kendisine gösterilen sevgiye bağlılık ve sevgiyle karşılık verir.
Sevgi istekleri özellikle gebelik döneminde daha fazladır. Sahiplerine çok yakın davranır ve severler. Yabancıları
gördükleri zaman tepki göstererek, kaçarlar. Kendisini sevenlerin kucağına çıkıp, okşayan elleri
önce hafifçe ısırır sonra yalıyarak sevgi gösterisinde bulunur ve mırıldanır. Sahibinin,
diğer kedi ve küçük çocukları sevmesini kıskanır. Van kedilerinde sağırlığın
yaygın olduğu kanaati varise de tekgöz (Diskromatopsi) ve mavi gözlü kedilerde ancak %2-3 civarında sağırlık
vardır. Van kedisi kendi isteğiyle suda yüzmeyi ve suyla oynamayı seven tek kedi türü olarak bilinmektedir. Van
kedisi, yemeğin, sütün sıcak olup olmadığını ön ayağı ile kontrol eder ve yemek uygun
sıcaklıkta ise yemeğini yer. Van kedisinin, kavun, karpuz ve bazı meyveleri de yediği gözlemlenmiştir. Van
kedisinin kürkü kalın olmasına rağmen soğuktan etkilenir ve titrer. Van kedileri kendi aralarında
ve insanlarla haberleşmek için bir takım sesler çıkarırlar. Çıkarılan bu sesler onların
hissi durumları ile ilgilidir. Kedilerin miyavlamaları isteklerine göre çeşitlilik gösterir. Bu miyavlamanın
bir kısmı insanlarla olan ilişkileri, bir kısmı yavrularıyla veya erişkinlerde seksüyel
aktivite ilgili haberleşme şeklidir. İhtiyaçlarına göre çıkardıkları seslerin yüksekliği
ve frekansları değişir. Van kedisi sabahleyin sahibiyle karşılaşmasında yüksek sesle miyavlayarak
sevincini gösterir. Acıktığında mutfak kapısına doğru giderek, acıktığını
belirtecek şekilde miyavlar.
|
Yiyeceği verildiğinde yemeden
önce sahibine sürünerek minnetini belirtir. Tuvalet ihtiyacını duyduğunda da, kapının önüne giderek
miyavlayarak sahibinden kapısını açmasını ister, eğer kapının açılması gerekiyorsa
kapı koluna uzanıp çekerek kapıyı açtığı da görülmüştür. Yapılan incelemeler
sırasında Van kedisinin eğitime çok iyi cevap verdiği gözlendi. Kendisine öğretilenleri çok çabuk
kavrar. Tuvalet ihtiyacı için bir yere konulan toprağın yerini hemen kavrayıp bunun dışında
başka bir yeri kullanmadıkları tesbit edilmiştir. Van kedisi yavruları 2-3 aylık iken isimlerini
öğrenmektedir. Fakat bu öğrenmenin ismi öğrenmeden çok tanıdığı bir ses tonuna bağlı
algılama olduğu düşünülmektedir. Sevimli, cana yakın, zeki, çevik, sadık, güzel ve ilgi çekici
görünümlü Van kedisinin neslinin azalmaması ve melezleşmesinin önlenmesi için tüm çabaların gösterilmesi
gerekmektedir. |
VAN CATS - "VANGORA"
The cat known in the United States as the Turkish Van is a rare and ancient breed that developed in central
and southwest Asia, which today encompasses the countries of Iran, Iraq, southwest Soviet Union and eastern Turkey. “Van”
is a common term in the region that has been given to a number of towns, villages and even a lake - Lake Van - so it is no
surprise that the uniquely patterned cat native to the region was named the “Vancat” by the residents. They were
first brought to England in 1955 as the Turkish cats, but this was later changed to Turkish Van to avoid confusion with the
Turkish Angora. Although the breed has an ancient lineage, the Turkish Van is a relative newcomer to the United States, arriving
in 1982. They are considered regional treasures in their homeland, and are not readily available for export to other countries.
Even in areas where the breed has been known for centuries, they are still relatively rare.
The breed was first brought into Europe from the Middle East by returning crusaders, and has been known by
a variety of names over the centuries such as the white ringtail and the Russian longhair. A common misconception is that
the Turkish Van is simply a color variation of the better known Turkish Angora. In reality, the Van and the Angora are distinct
breeds that developed in geographically distant regions of Turkey. When seen together, the differences in type, size, boning
and coat are readily apparent.
The coloration of the Turkish Van, which is considered by many to be the original breed to carry the piebald
gene, calls for a white, semi-longhaired cat with colored markings restricted primarily to the head and tail. Other piebald
cats that have been selectively bred for many generations to achieve similar markings are said to be “van-patterned”
after the breed that originally sported it. The coat lacks an undercoat and has a very unique cashmere-like texture that makes
it water-resistant. This brings us to another interesting feature of this breed - they love water and in their native region
they have been termed “the Swimming Cats.”
The Turkish Van takes three to five years to reach full maturity and is a large and agile cat of substantial
strength. They are very intelligence as well as curious and make very rewarding companions in the right home. The breed is
a healthy one and the unique coat does not lend itself to matting, so they require little grooming.
|
Pricing on Turkish Vans usually depends on type, applicable
markings and bloodlines distinguished by Grand Champion (GC), National or Regional winning parentage (NW or RW) or of Distinguished
Merit parentage (DM). The DM title is achieved by the dam (mother) having produced five CFA grand champion/premier (alter)
or DM offspring, or sire (father) having produced fifteen CFA grand champion/premier or DM offspring. Usually breeders make
kittens available between twelve and sixteen weeks of age. After twelve weeks, kittens have had their basic inoculations and
developed the physical and social stability needed for a new environment, showing, or being transported by air. Keeping such
a rare treasure indoors, neutering or spaying and providing acceptable surfaces (e.g. scratching posts) for the natural behavior
of scratching (CFA disapproves of declawing or tendonectomy surgery) are essential elements for maintaining a healthy, long
and joyful life.
There are CFA clubs devoted to the promotion, protection and preservation of the Turkish Van breed. For more
information, please send inquiries to CFA, PO Box 1005, Manasquan NJ 08736-0805.
|