Iki Evin Bir Kizi | Yumos'un Bir Gunu | Yumos'un Foto Albumu | Dort Ayakli Dostlar | Van Kedisi

Pamuk Hanim

Background Music: "Don't You Cry"
Written,composed & Performed by: Steven Seagal
Album: Songs From The Crystal Cave - 2004
 
 

Sevgili Yumos'a.....
 
 

"Don't  hate me..
Because I'm beautiful.... !!!"

Onun evimize geldigi ilk gunu dun gibi hatirliyorum.
 
1996 yilinin eylul ayiydi. Sokaktan buldugumuz sevgili sari kizimiz "Findik" annemle muhabbeti ilerletip de annemin evine tasininca (!), kendimizi bir anda boslukta buluvermistik. Hayvan seven insanlar bunun nasil bir sey oldugunu cok iyi anlayacaklardir. Evet, bu bosluk cok uzun surmedi. Esim evlilik yildonumumuzu kutladigimiz o Eylul ayinda onu bana yildonumu hediyesi olarak getirdi. 

Kucuk, minicik bembeyazdi. Pembe kulaklari, pembe burnu vardi. Patiklerinin altlari bile pembeydi. ve inanilmaz guzellikte gozleri...
 
O, tabiatin kendisine bah$ettigi butun ozellikleri toplamis, olaganustu guzellikte bir "Van" kedisi idi...  
 
Ozel tasima kutusundan cikarilir cikarilmaz ilk isi etrafi tanimak tesebbusu oldu. Ama o kadar kucuktu ki dolasmayi bile pek beceremiyordu.
 
Evdeki herkes, annem kardesim ve biz buyulenmis gibi bu minicik beyaz yaratiga odaklandik. Annem once sanki obur kedimize nazire yapilmiscasini once Findik icin biraz uzuntu duyduysa da pek fazla uzun surmedi. O da bu minnacik beyaz topu seyretmeye basladi.
 
Dusuyor, oturuyor, etrafi kokluyor arada birde o kucucuk vucuttan nasil ciktigini anlayamadigimiz canhiras bir sesle ciyakliyordu.... "Maaaawwwww" !!    

Oylece minicik beyaz yumagi gozlerimizi kirpmadan seyrederken esim bana "hadi adini sen koy" dedi. Oyle ya, bu minige bir ad vermek gerekiyordu. Ustelik bana hediye edildigine gore adini da benim koymam..  Ama ah !! hic bir isim gelmiyordu aklima.. Once beyazla ilgili olasi butun isimleri aklimdan gecirdim saniyenin binde biri kadar bir hizla !! Pamuk, köpük, vb...!! Yok hicbiri bu kucuk yaratigin tipine uymuyordu sanki... Sonunda esim dayanamadi ve ben koydum bile dedi.. "Yumos" !! Yumos..... hic de kotu gelmiyordu kulaga ama ne bileyim sanki beyaz rengi de akla getirmiyordu.. "Yumos" !!
Olsun "Yumos" olsun dedim...  

Adi "Yumos" oldu ve tescil edildi... Yumos'u ilk geldigi aksam annemle birakarak  disari ciktik. Geldigimiz zaman bize Yumos'u anlatti. Annem, TV seyretmek uzere koltuga oturmus, bir muddet sonra da basinin uzerinde bir agirlik hissetmis, basini bir yoklayinca bakmis ki Yumos tam tepesinde kivrilmis uyuyor. Dediki annem, "bu bitirim simdiden basimiza cikti bile"... !!!!
 
Sonraki gunler artik Yumoslu gunlerdi.. Onun yurumesi, uyumasi, mama yemesi bizim icin harika anlardi.. Hele cikamadigi sandelyelere iki patisiyle tutunup sallanmasi ve bunu seyretmek doyumsuz bir zevkti bizim icin....
 
Ve nihayet Yumos gercekten de evin hanim agasi oldu..
 
Annem hem onu hemde eski kedimiz Findigi inanilmaz sevdi. Annemden sonra da bu gorevi kizkardesim devraldi.
 
Kedimiz Findigin olumunden sonra da Yumos, yanliz bizim evin degil, diger evinde kizi olmustu..
 
Yumos artik "iki evin bir kizi idi"... !!!
 
Yumos, hala hanimagaligina devam ediyor, ustelikte hepimiz karsisinda mum gibi duruyoruz..
 
O, dunyanin en tatli yaratiklarindan biri.. evimizin doyumsuz nesesi.... !!
 
Iyiki varsin Yumos, seni cok seviyoruz...
Hep bizimle ol !!!!